Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü

Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü Mimar Sinan Köprüsü ve Büyükçekmece Köprüsü olarakta bilinir. Osmanlı İmparatorluğu zamanında, Büyükçekmece özellikle de 16.yy’da, Trakya’ya açılan yollar üzerindeki ilk büyük menzil yeriydi. Yani ilk büyük konaklama noktası burasıydı. Yöre Bizans zamanında da bir geçiş noktası olarak, tıpkı Osmanlı İmparatorluğu’nda olduğu gibi, ordu veya kervanlar için bir geçiş ve konaklama mekanı özelliğiyle kullanılmıştı. Bu konaklama noktası çok uzun zaman bu özelliğini korumuş, daimi yerleşmeye pek açılmamıştı. 1950’li yıllara kadar bağ, bahçe, hayvancılık ve tarımın yapıldığı yöre, daha sonraki yıllarda yoğun olarak yazlıkçıların kullanımında kalmış. 1980’li yıllarda gerçekleşen hızlı büyümeden dolayı, menzil yeri özelliğini yitirmiş, 1987 yılında da İstanbul’a bağlı bir ilçe olmuştur. Kanuni Sultan Süleyman, Yavuz Sultan Selim’in tek oğluydu. Babasının ölümü üzerine, 25 yaşında iken tahta geçti. Osmanlı İmparatorluğu’nda, (1520-1566) tahtta en uzun süre kalmış olan padişahtır. (Yaklaşık olarak 46 yıl) Kanuni, payitahtın en yakınında bulunan bu ilk büyük menzil yerine, Mimar Sinan’ın bir külliye inşa etmesini istedi. Ve Mimar Sinan, büyük bir kısmı bu güne kadar gelmiş olan eserinin yapımına başladı. İlk olarak kervansaray’ın yapıldığı sanılıyor. Bu külliyeden günümüze gelebilmiş olanlar, kervansaray, çeşme ve köprüdür. Köprü, göl üzerine, iki köy arasına (Büyükçekmece ile Mimarsinan köyleri) inşa edilmeye başlandı. Daha önce de burada bir tahta köprü bulunuyordu ama zaman içinde yıkılıp yok olmuştu. Mimar Sinan çalışmayı kalabalık bir ekiple birlikte yaptı. Yüzlerce neccar ve senktraş çalıştırdı. Yaklaşık olarak 35 – 40 bin metreküp taş kullanıldı. Gölün suları büyük tulumbalarla çekilip, temeller kazılıyordu. İki-üç insan boyundaki bu temellere çakılan kazıkların arasına kurşun dökülerek perçinleniyorlardı. Kanuni, Zigetvar seferi sırasında öldü. Yerine oğlu II.Selim geçti. Bu sırada köprü çalışması devam ediyordu. Çalışma hızlandırılıp bitirildi, bu gün görmekte olduğumuz harika köprü kullanılmaya başlanıp bu güne geldi. Ama şimdi önüne yapılan yeni köprü trafiğe açıldığından bu muhteşem eser sadece yaya kullanımına açık tutuluyor. aslında bu da köprü üzerinde daha hoş vakit geçirilmesini sağlıyor. Büyükçekmece Köprüsü, 4 ayrı bölümden oluşuyor. Her bölüm ayrı ayrı yükseklik kodlarına sahip bulunuyor. İnişli çıkışlı bir görünüm sağlayan bu eser adeta 4 ayrı köprünün yan yana dizilmesiyle oluşmuş bir görüntü veriiyor. Büyükçekmece tarafından girildiğinde, birinci ve ikinci köprüde yedi, üçüncü köprüde beş, dördüncü köprüde dokuz göz bulunuyor. Gözlerin yükseklikleri bir birine eşit değil. Köprünün yükselip alçalması da bundan kaynaklanıyor. Orta gözlerdeki kemerler, diğerlerine göre daha yüksek. Bu kemerlerin yükseklikleri de köprünün iniş çıkışına göre değişmekte. Köprü selyaranları, dört ayrı köprünün birleşme noktalarına konulmuşlar. Bütün köprü boyunca da iki taraflı geniş rıhtımlar inşa edilmiş. Köprünün iki girişinde de, Meriç veya bir kaç köprüde daha görülmekte olan seyir terasları bulunuyor. Yine Büyükçekmece tarafında bulunan seyir terası, görkemli taş konsollar üzerine oturtulmuş. Özellikle güneşin batışının seyredilmesi, dinlenme ve sohbet amaçlı yapılan bu seyir köşklerinin, Mimar Sinan tarafında bulunanlarda yani dördüncü köprüdekilerde birer kitabe de bulunuyor. 1961 62 Yıllarında burada bulunan orijinal kitabeler yerlerinden sökülmüşlerdi. Ondan sonra da bir daha bu kitabelerin izlerine rastlanılamadı. 1970 Yılında gerçekleştirilen onarım sırasında kitabelerin benzerleri yazılarak eski yerlerine monte edildiler. Kitabeler çok önemliydi, çünkü Mimar Sinan’ın imzasını da taşıyorlardı. Devrin ünlü hattatı Derviş Mehmet tarafından yazılmışlardı. Dört beyitlik manzum da, şair Hüdai’ye aitti. Ayrıca bu kitabelerde köprünün bitiş tarihi 1566 yılı olarak veriliyor ve inşaatın II.Selim zamanında bitirilmiş olduğu da belitiliyordu. Kitabenin bir başka ilginç özelliği daha olduğu biliniyor. Mimar Sinan imzasını daima “Sinan” olarak atmıştır. Özellikle de müzelerde, arşiv ve kütüphanelerde. Ama burada kullandığı imza “Yusuf bin Abdullah” şeklindedir. Bu imza sadece bu köprünün kitabesinde ve Tezkiretü’l Ebniye’de böyle geçmektedir. Yine Tezkiretü’l Ebniye’de, bu köprü hakkında, " Büyükçekmece’de bina olunan köprü" şeklinde bahsedilmektedir. Köprü, Mimar Sinan’ın eserlerinin listelendiği Tuhfetü’l Mimarin’de de geçmektedir. Mimar Sinan ın Köprü, eserlerimin içerisinde şaheserimdir. dediği bu köprü, 636 metre uzunluğunda, 7,17 metre genişliğindedir.

• Oteller
• Restorantlar
• Yorumlar(0)
• Yorum Yaz